In Wittgenstein and the Study of Politics, Michael Temelini outlines an innovative new approach to understanding the political implications of Wittgenstein's philosophy. Most political philosophers who have approached Wittgenstein have done so through the idea of therapeutic skepticism, implying politics that privilege conservatism or non-interference. Temelini interprets Wittgenstein differently, emphasizing his view that we come to understand the meanings of words and actions through a dialogue of comparison with other cases. Examining the work of Charles Taylor, Quentin Skinner, and James Tully, Temelini highlights the ways in which all three, despite their differences, share a common debt to that dialogical approach. A cogent explanation of how Wittgenstein's epistemology and ontology can shed light on political issues and offer a solution to political challenges, Wittgenstein and the Study of Politics highlights the importance of Wittgensteinian thinking in contemporary political science, political theory, and political philosophy.
Dedicated to educators who are not philosophy specialists, this book offers an overview of the connections between Wittgenstein’s later philosophy and his own training and practice as an educator. Arguing for the centrality of education to Wittgenstein’s life and works, the authors resist any reduction of Wittgenstein’s philosophy to remarks on pedagogy while addressing the current controversy surrounding the role of training in the enculturation process. Significant events in his education and life are examined as the background for successful interpretation, without lending biographical details explanatory force. The book discusses the importance of Wittgenstein’s training and dismissal as an elementary teacher (1920-26) in light of his later, frequent use (1930s-40s) of many ‘scenes of instruction’ in his Cambridge lectures and notebooks. These depictions culminated in his now famous Philosophical Investigations -- a counter to his earlier philosophy in the Tractatus. Wittgenstein came to distinguish between empirical inquiries into how education, language or mathematics might ideally work, from grammatical studies of how we learn on the rough ground to normatively go-on as others do – often without explicit rules and with considerable degrees of ambiguity, for instance, in implementing new guidelines during a curriculum reform or in evaluating teachers. The book argues that Wittgenstein’s reflections on education -- spanning from mathematics training to the acquisition of language and cultivation of aesthetic appreciation -- are of central significance to both the man and his pedagogical style of philosophy.
Meşhur siyaset felsefecisi Sandel, piyasa ve paranın toplumda oynaması gereken rolü sorguluyor. Çocuklara kitap okumaları veya iyi notlar almaları için para vermeli miyiz? Ne kadar kirliliğe izin verileceğine karar vermek için insan hayatına fiyat biçebilir miyiz? İnsanlara riskli yeni ilâçlar için denek olmaları veya organlarını bağışlamaları için para ödemek etik midir? Peki ya bizim savaşlarımızda çarpışmaları için paralı askerler tutmak; ya da tutukluları kâr amaçlı çalışan hapishanelere aktarmak; ya da seçkin üniversitelere girişi açık artırma ile satmak; ya da para ödemeye razı göçmenlere vatandaşlık satmak? Michael J. Sandel, New York Times’ın çok-satanlar listesindeki Paranın Satın Alamayacağı Şeyler kitabıyla günümüzün en büyük etik meselelerinden birini ele alıyor: Her şeyin satılık olduğu bir dünyada yanlış bir şeyler yok mudur? Eğer varsa, piyasa değerlerinin, hayatın âit olmadıkları çeperlerine girmelerini nasıl engelleyebiliriz? Piyasanın ahlâkî sınırları nedir? Son yıllarda piyasa değerleri neredeyse hayatın hiçbir alanında piyasa-dışı normlara yer bırakmadı. Sandel, piyasa ekonomisine sâhip olmaktan, pek de farkında olmadan, piyasa toplumu olmaya sürüklendiğimizi iddia ediyor. Sandel, dünya çapında çok-satan kitabı Adalet’te gösterdiği gibi günlük hayatımızda karşılaştığımız zorlu ahlâkî soruları sarih ve coşkulu bir şekilde aydınlatmada usta bir yazardır. Şimdi Paranın Satın Alamayacağı Şeyler’de de piyasa güdümlü çağımızda eksik olan bir tartışmayı provoke ediyor: Demokratik bir toplumda piyasanın münasip rolü nedir ve piyasanın takdir etmediği ve paranın satın alamayacağı ahlâkî ve vatandaşlığa âit şeyleri nasıl koruruz? Kitap Hakkında Değerlendirmeler Michael Sandel’ın Paranın Satın Alamayacağı Şeyler harika bir kitap ve hedef kitlesi biz olmasak da her ekonomistin okumasını tavsiye ederim. Kitap çok daha geniş bir kitleye, ilgili okurlara hitap ediyor. Ancak ekonomi disiplinine ilişkin ciddi bir hoşnutsuzluk damarına dokunuyor. Kitap insanı düşündüren ilginç örneklerle dolu. Bu kitabı baştan sona iki günden kısa bir sürede okudum. Ve uzun zamandır okuduğum herhangi bir kitaptan daha fazla kenar notu yazdım." –Timothy Besley, Journal of Economic Literature "Kışkırtıcı. Paranın Satın Alamayacağı Şeyler, ilgi çekici, zorlayıcı, sürekli tedirgin edici ve zaman zaman sinir bozucu bir okuma. Geniş bir okuyucu kitlesini hak ediyor." –David M. Kennedy, Democracy "Zekice, kolayca okunabilir, güzel bir şekilde anlatılmış ve çoğu zaman komik. Ahlak ve ekonomi arasındaki ilişki üzerine vazgeçilmez bir kitap." –David Aaronovitch, The Times (Londra) "Sandel muhtemelen dünyanın yaşayan en önemli felsefecisi." –Michael Fitzgerald, Newsweek "Piyasa tarafından büyülenmiş bir kültürde Sandel aklın vazgeçilmez sesi. Paranın Satın Alamayacağı Şeyler son yıllarda kamu felsefesi alanında yapılan en önemli çalışmalardan biri." –John Gray, New Statesman "Önemli bir kitap. Michael Sandel, piyasaların değerlerimize verdiği ahlaki zararın iç yüzünü ortaya çıkaracak doğru kişi." –Jeremy Waldron, The New York Review of Books "Dünyanın en ünlü felsefe öğretmeni, halkın zekâsına hakaret etmeden felsefeyi kamusal alana taşımanın mümkün olduğunu gösterdi. Sandel hem sol hem de sağ tarafından dışlandığına inandığı sivil erdem söylemi için bir alan açmaya çalışıyor." –Michael Ignatieff, The New Republic "Sandel o kadar nazik bir eleştirmen ki, bizden sadece gözlerimizi açmamızı istiyor. Yine de Paranın Satın Alamayacağı Şeyler piyasa ahlakının son derece ince bir kama olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Sandel toplumdaki oldukça derin bir değişime işaret ediyor." –Jonathan V. Last, The Wall Street Journal "Paranın Satın Alamayacağı Şeyler gerçek bir halk filozofunun eseri. John Kenneth Galbraith'in 1958 tarihli etkili kitabı Bolluk Toplumu'nu (The Affluent Society) hatırlatıyor. Galbraith kamusal alanın yoksullaşmasından yakınıyordu. Sandel ise meydanın terk edilmesinden, daha doğrusu aramızdaki daha şanslı ve yetenekli kişilerin bu alandan çıkmasından endişe ediyor. İlgi çekici, zorlayıcı ve sürekli tedirgin edici bir okuma. Hayatın anlamı ve mutluluk arayışında benimsediğimiz araçlar konusunda tamamen maddi bir hesaba kaymanın ne kadar kolay olduğunu hatırlatıyor." –David M. Kennedy, Democracy: A Journal of Ideas "Sandel şu anda İngiliz dilinde fikirleri en etkili şekilde aktaran kişi." –The Guardian "Michael Sandel muhtemelen kendi kuşağının en popüler siyaset filozofu. Sandel’ın gördüğü ilgi bir filozoftan çok stadyumları dolduran bir kişisel gelişim gurusuna benziyor. Ancak izleyicilerine kazanç güçlerini en üst düzeye çıkarma ya da çakralarını dengeleme talimatı vermek yerine, onları toplumun nasıl örgütlendiğine dair temel soruları ele almaya davet ediyor. . . Paranın Satın Alamayacağı Şeyler adlı yeni kitabı, kamusal yaşamda ahlak için etkili bir argüman sunuyor." –Andrew Anthony, The Observer (Londra) "Paranın Satın Alamayacağı Şeyler, paranın aslında neleri satın alabileceğine dair örneklerle dolu. Sandel, bu tür değişikliklerin neden son derece önemli olduğunu gösterme konusunda bir dehaya sahip." –Martin Sandbu, Financial Times "Çağımızın önde gelen siyasi düşünürlerinden biri.... Sandel’ın yeni kitabı Paranın Satın Alamayacağı Şeyler: Piyasaların Ahlaki Sınırları adlı kitabını şiddetle tavsiye ediyorum. Dönüştüğümüz şey olan ve neredeyse her şeyin bir fiyatının olduğu piyasa toplumunun güçlü bir eleştirisi." –Michael Tomasky, The Daily Beast "Sandel’ın amacının önemini anlamak için öncelikle piyasa düşüncesinin ekonomi alanında kazandığı zaferin boyutlarını ve bu düşüncenin diğer alanlara ne ölçüde yayıldığını kavramak gerekir. Bu ekol, ekonomiyi ahlakla hiçbir ilgisi olmayan bir disiplin olarak görür ve bunun yerine ekonomi, teşviklerin bir etik boşluk içinde incelenmesidir. Sandel’ın kitabı, sakin bir şekilde, bu fikre karşı topyekûn bir saldırıdır. Umalım da Paranın Satın Alamayacağı Şeyler, argümanlarında ve örneklerinde bu kadar sabırlı ve birikimli olmasıyla bu tartışmalarda kalıcı bir değişime işaret etsin." –John Lancaster, The Guardian "Sandel çağımızın önde gelen kamusal entelektüelleri arasında yer alıyor. Ne aşırı basitleştiren ne de karmaşıklaştıran bir düzyazıyla açık ve öz bir şekilde yazıyor. Sandel zamanımızın can alıcı sorusunu soruyor: 'Her şeyin satılık olduğu bir toplum mu istiyoruz? Yoksa piyasaların itibar etmediği ve paranın satın alamayacağı bazı ahlaki ve medeni değerler mi var?" –Douglas Bell, The Globe and Mail (Toronto) "Derinlemesine kışkırtıcı ve entelektüel açıdan düşündürücü. Sandel’ın yaptığı şey, neyin değiştirilebilir olduğu ve neyin değiştirilemez olduğu, neyin meta terimlerine indirgenemeyeceği arasında bir çizgi çekmek için herhangi bir nedenimiz olup olmadığını sormaya teşvik etmektir. İnsanlık hakkında konuşmanın anlaşılır bir yolunu yeniden keşfetmeye olan umutsuz ihtiyacımızın farkına varmamız için bir alarm zili." –Rowan Williams, Prospect "Kamu yararını en iyi şekilde nasıl koruyacağımız ve herkesin yararına olacak güçlü toplumları nasıl inşa edeceğimiz kadar temel bir soruyla karşı karşıyayız. Sandel’ın kitabı bu tartışma için mükemmel bir başlangıç noktası." –Kevin J. Hamilton, The Seattle Times "Harvard'lı filozof Michael Sandel’ın yeni kitabını inceliyorum. Kendimi tekrar tekrar sayfaları çevirirken ve ‘Bu konuda hiçbir fikrim yoktu’ derken buldum. 2000 yılında ‘dev bir Pizza Hut logosuyla süslenmiş bir Rus roketinin uzaya reklam taşıdığını’ bilmiyordum. Stadyumlara artık şirketlerin isimlerinin verildiğini biliyordum, ancak artık ‘eve girmenin bile şirket destekli bir etkinlik olduğu’ hakkında hiçbir fikrim yoktu. New Jersey'deki bir ilkokulun 2001 yılında Amerika'nın ‘isim haklarını kurumsal bir sponsora satan’ ilk devlet okulu olduğunu bilmiyordum. Bu eğilimden neden endişe duyalım? Çünkü Sandel'a göre piyasa değerleri yurttaşlık değerlerini dışlıyor." – Thomas Friedman, New York Times "Günlük hayatın büyük meseleleri üzerine son derece mantıklı, ustaca yazılmış bir inceleme." – Kirkus Reviews (yıldızlı eleştiri) "Siyaset felsefesi en meşhur ismi Michael Sandel, yeni kitabında ‘neredeyse her şeyin alınıp satılabildiği’ bir toplumda yaşadığımızı savunuyor. Sandel, piyasalar hayatın daha fazla alanına sızdıkça, piyasa ekonomisinden ‘piyasa toplumu’na geçtiğimize ve dünyayı -ve içinde yaşayan bizlerin- metalara dönüştüğüne inanıyor. Ve Sandel bunu dile getirdiğinde, dünya onu dinliyor. Sandel’ın fikirleri bundan daha güncel olamazdı." – Rosamund Urwin, Evening Standard (Londra)
This will help us customize your experience to showcase the most relevant content to your age group
Please select from below
Login
Not registered?
Sign up
Already registered?
Success – Your message will goes here
We'd love to hear from you!
Thank you for visiting our website. Would you like to provide feedback on how we could improve your experience?
This site does not use any third party cookies with one exception — it uses cookies from Google to deliver its services and to analyze traffic.Learn More.